17 Haziran 2016 Cuma

İçeriği Değerli Ya da Yüksek Binalar Depreme Nasıl Hazırlanmalı?

Depremle Birlikte Yaşamada Yeni Anlayışlar
Bugüne kadar, olası bir depremde dikkate aldığımız en önemli husus can güvenliği idi. Tüm hesap ve tasarım kriterleri standartlar ve şartnamelerde buna göre yer alıyordu. Ekonomi ve teknoloji geliştikçe, binaların insan dışındaki içeriği (Elektro-mekanik ve elektronik aletler, HVAC cihazları, yatay ve düşey taşıma araçları, sağlık ekipmanları vb) değerlendikçe ve binalardaki faaliyetin depremden sonraki süreçte sürdürülebilirlik özelliği önem kazandıkça can güvenliği dışında başka konular da şartnamelere ve yasal düzenlemelere girmeye başladı.

Veri Merkezleri ve Hastaneler bu alanda başı çeken yapılar oldu. Ülkemizde de, 100 yatağın üzerindeki tüm kamu hastanelerinin 2008 yılından itibaren “deprem yalıtımlı/sismik izolatörlü” olarak inşa edilmesi zorunlu hale geldi. Veri Merkezleri, zaten özel sektörün risk analizlerine bağlı olarak herhangi bir yasal düzenleme veya zorunluluğa ihtiyaç duymadan bu şekilde inşa ediliyordu. Geçtiğimiz günlerde ilk taslağı yayınlanan ve 2017 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin ( http://www.deprem.gov.tr/belgeler2016/tbdy.pdf) de deprem yalıtımlı binaların hesap, tasarım ve uygulamaları konusuna yer veren dünyadaki öncü şartnamelerden birisi olması bekleniyor.


Orta Hasarlı Yüksek Bina Yoktur, Yıkılıp Yeniden Yapılan Yüksek Bina Vardır

Ülkemizde son yıllarda sayıları hızla artan yüksek bina yatırımcıları ile finansman ve sigorta kuruluşları ise, deprem yalıtımlı binalar konusunda henüz yeterli bilince sahip değil. Yüksek yapıların içerikten daha önemli özelliği, depremde hasar gördüklerinde yapılabilecek tek şeyin, tümüyle yıkılıp yeniden yapılmaları.

Japonya’da son 15 yılda deprem yalıtımı yapılan yüksek bina sayısı, sıfırdan 400’e ulaştı ve sayıları hızla artıyor. Bu tür yapıların depremlerdeki davranışları, yapısal özelliklerinin ve değerli içeriğin hiç kayba uğramadan korunması ve işlerin kesintiye uğramadan sürdürülmesi yöntemin hızla yaygınlaşmasını sağlıyor.

Deprem yalıtımında kullanılan ekipman ve donanımların maliyeti ise, yapının geleneksel yöntemlerle inşasıyla mukayese edildiğinde, bilgi ve deneyimin artmasına bağlı olarak, korkulanın aksine, kendini daha inşaat sürecinde amorti eder duruma geliyor.  Sigorta primlerinde radikal tasarruf ve iş kaybının ortadan kalkması ise tam bir bonus oluyor.

Deprem Yalıtımlı Yapıların Planlama, Tasarım ve Uygulamasında Değişen Süreçler
Bir yapının deprem yalıtımlı olarak inşasının planlanmasının, öncelikle yapıların tasarım ve inşa sürecini kökünden değiştirdiğini unutmamak gerekiyor. Ezberlerin bozulduğu bu süreç, mimari tasarımdan mühendislik iş akışına, zemin etüdü kriterlerinden iksa sistemlerine kadar pek çok konuda değişikliklere uyum sağlamamızı gerektiriyor.

“Deprem Yalıtımı” ABD, Japonya, Yeni Zelanda gibi depremle iç içe yaşayan ülkelerde uzun yıllardır kullanılan ve sürekli geliştirilen bir teknoloji. Türkiye, son 1999 depreminde sonra odaklandığı bu alanda teknoloji geliştiren değil, henüz salt kullanıcı konumunda. Veri Merkezleri ve Kamu Hastaneleri, bu alanda önemli bir potansiyel oluşturduğu için ABD, Japon ve Yeni Zelanda firmalarının izolatör, damper vb. teknolojik ürünleri şimdilik yüksek bir pazar payına sahip.

Deprem bölgelerindeki yapıların deprem yalıtımında çeşitli sistemler ve malzemeler kullanılıyor. Bu alanda geliştirilen sistemler arasında kızaklı sistemler, elastomerik, kauçuk, kurşun çekirdekli, sürtünmeli, sarkaç tipi vb. mesnetler ve özel damperler yer alıyor.

“Deprem Yalıtımı” sektörü, bu gelişmelere bağlı olarak hızla gelişiyor. Ülkemizde, tasarım ve mühendislik firmaları, uygulayıcılar, yavaş ta olsa gelişen üreticiler grubu bir meslek kuruluşu çatısı altında örgütleniyor. Örneğin 100’e yakın üyeye sahip “Deprem İzolasyon Derneği”, Japon Nikkei Medya Grubunun sahibi olduğu Mutlu Dergi Grubu/FortuneTurkey desteği ile 2 yıldır, Sismik İzolasyon konusunda geniş katılımlı konferanslar düzenleyerek, kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleşen konferansın en önemli oturumların birisi de Japon kökenli ABD merkezli Miyamoto Mühendislik Kuruluşu Türkiye Ülke Başkanının Yüksek Yapılarda Sismik İzolasyon konulu sunumu idi. Konferansın tüm sunumlarına ilişkin özet bilgiye söz konusu derginin internet sayfasından erişilebiliyor.






1 yorum: