Eski Osmanlı paşalarından Maraş ve Humus Mutasarrıfı Veysi
Paşa’nın, İstanbul’daki konağının bahçesine diktiği ağaçlar tarihe düştüğü canlı
birer kayıt gibi. Dikim tarihleri, Osmanlı’nın çöküşü, yeni Binyılın gelişi, Yeni
Türkiye’nin kuruluşu gibi pek çok olayı yaşatıyor.
Tarih kitaplarında fazla yer bulamayan bu Osmanlı paşasının hayata
bakışı, belirli yıllarda bahçesine diktiği ağaçların yaşından tahmin
edilebiliyor. Tamamı İstanbul iklimi için yeni bir tür olan Sedir Ağaçlarını
muhtemelen bir daha ülkemiz sınırları içinde göremeyeceği endişesiyle 1870’li
yıllarda Lübnan’dan getirttiğini düşünüyorum.
Bahçesine ilk ağacını imparatorluğun çöküşe geçtiği,
finansal krizin patlak verdiği, Rusya ile savaşın geliyorum dediği, Abdülaziz
döneminde 1873 yılında dikmiş.
Sonrakileri yeni Binyılın başında 1900 yılında dikmiş.
Geleceğe bir ümitle bakmak istercesine.
Birinci Dünya savaşı, ülkenin istilası, ardından Kurtuluş
savaşı ve nihayet Yeni Türkiye Cumhuriyetinin ilanı. Veysi Paşa’nın tarihe
kayıt düşme merakını ve Yeni Cumhuriyete olan inancını bu kez 1923 yılında
diktiği sedir ağaçlarından anlıyoruz.
Veysi Paşa’nın arazisi Selim-i Sani Vakfının mülkiyetinde 1950’lere
kadar bir şekilde korunmuş. Ancak, devletin gücü bu koruyu korumaya yetmemiş. Koruyu
devralan bir kamu kuruluşu burayı önce malzeme deposu olarak kullanmış. Sonrasında
arazinin yarısını bir müteahhide kat karşılığı satarak borçlarının bir kısmını ödemiş,
kalan bölümünü de vergi borçları karşılığında Hazine’ye devretmiş.
Devletin yapamadığını şimdi vatandaş yapmaya çalışıyor. Devletin,
üzerine kamusal bina imarı vererek koruyu giderek yok etmeye çalışmasına inat,
yöre halkı bu koruyu sit alanı ilan ettirerek devletinden korumaya, her yıl
Ağaç Bayramları düzenleyip yeni ağaçlar dikerek büyütmeye çalışıyor.
Naçizane bendeniz de, İstanbul’da artık nesli tükenmekte
olan bu alanda, torunuma doğa tarihi dersleri vermeye, başka hiçbir yerde
göremeyeceği onlarca farklı tür ağacı ve kirpi gibi doğal yaşam türlerini
tanıtmaya çalışıyorum.
NOT: Bu yazının Yeni Nesil Proje Yönetimi konusuyla ne ilgisi var derseniz, torunum Efe'nin benim yeni nesil projem olduğunu söyleyebilirim:-)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder