21 Şubat 2015 Cumartesi

Google ve Apple ne yapmaya çalışıyor?

Google’dan sonra Apple’ın da, egemen kapitalist düzenin temel taşı olan bir sektörde yatırım kararı aldığını okuduk. Haberler, Steve Jobs’un hayali olan i-car’ın 2020 yılında hayata geçeceğini söylüyor.


Piyasa değeri Türkiye bütçesine yakın bir teknoloji devinin, yeni yatırım alanı olarak, kendi sektörünü değil de modasının geçmeye başladığını düşündüğümüz ve sanayi döneminin yaşam tarzını oluşturan otomotiv sektörünü seçmesi size de ilginç gelmedi mi?

Geçtiğimiz aylarda, Google’ın otomotiv sektöründeki öncü faaliyetlerinin yanı sıra inşaat sektörüne yönelik Flux Projesini, Austin kentinde başlattığı prototip uygulamalarını ve olağanüstü yatırım hedeflerini incelemiştim. Yeni çağın dijital teknoloji devinin, artık devrini tamamladığı varsayılan 100 yıllık sanayi sektörüne yatırım yapması bir yana, 2000 yıllık inşaat sektörünü de dönüştürmeye soyunması ve bu uğurda ciddi paralar harcaması bana çok ilginç gelmişti. 


İnsanlık için çok kısa sayılabilecek 100 yıllık bir süreçte tarımdan, fabrika üretimine, oradan da bilgi teknolojine geçişler yaşadık.  Ekonomi ise, sermaye birikimine dayalı ve kapitalist olarak tanımlanan bir düzende şekillendi. Ancak, bilgi çağının başlaması ile birlikte sermaye birikimine, yani kapitalizme dayalı düzeni sorgulamaya başladık. Sermayesiz gençlerin dijital teknolojiyi kullanarak kısa sürelerde çok para kazandığını ve pek çok ülke GSMH'ından fazla sermaye biriktirdiğini gördük. Bunun adına da “yeni kapitalizm” dedik.

Şimdi ise, dijital teknolojiyi kullanarak 750 milyar USD değere ulaşmış, kasasında 178 milyar USD nakdi olan dünyanın en değerli şirketi Apple’ın sürücüsüz, akıllı ve yenilebilir enerji kullanan otomobil üretimine girdiğine şahit oluyoruz.


   
Eski ve yeni kapitalist düzenler arasındaki duvarlar hızla yok oluyor. Bütün sanayi ürünleri, internet dünyasında birbirine bağlanıyor. Bu sayede, neredeyse evdeki şofbenimize, buzdolabımıza, televizyonumuza, çamaşır makinemize eve gelmeden kumanda edebileceğiz. Mobil dünyada uçakları, araçları, tekneleri uydu kanalıyla izleyebiliyoruz. Bina Bilgi Modellemesi ile akıllı tasarımlar yapıyor, binaların ve kentlerin altyapısını izleyip denetleyebiliyoruz.

Ama, Google ve Apple’ın yaptığı bu yapılanların hiçbirine benzemiyor bence. Otomotiv sanayiine yatırım yaparak, resmen kapitalist kültürün sembolü sayılan otomobil üzerine devrimci bir oyun oynuyorlar. Otomobilin yaşamımızdaki yerini bir düşünsenize… Hayallerimiz, yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız, ekonomik düzenimiz, kentlerimiz, altyapılarımız, yasalarımız, velhasıl her şeyimiz nasıl değişecek?


Buhar makinesinin, trenin, telefonun, bilgisayarın ilk icat edildiği dönemlerinde kimsenin gelecek görmediği, yatırım yapmak istemediği konumlarından, bir ağ halini aldıklarında ne denli büyük bir güç ve yatırım alanına dönüştüklerini düşünün. Ayni durum, otomobilin icadında da yaşanmadı mı? Yol ağları üzerindeki benzin istasyonları, moteller, restoranları, ticaret merkezleri, otomobil sigorta sistemleri, sürücülerin kaydı, eğitimi ve denetlenmesine yönelik sistemler, bunlara ilişkin yasal düzenlemeler, trafik kuralları vb. aklınıza ne gelirse hepsi otomobilin yaygın kullanımına bağlı olarak oluşmadı mı?

Peki, şimdi ne olacak dersiniz? Akıllı ve çevreci, sürücüsüz araçların ekonomik, sosyal ve kültürel çevremizi nasıl değiştireceğini hayal edebiliyor musunuz? Sadece araçlarda sürücü hatalarının ortadan kalkması nedeniyle, sigorta sisteminin ortadan kalkabileceği öngörüsü bile dünyanın en zengin adamı Warren Buffet’ın gözünü korkutmuş.. Zira Buffet’ın büyük servetinin temelinde otomobil sigorta sistemi varmış ve imparatorluğu Geico adlı şirketinden akan paralarla yapılan yatırımlarla dönüyormuş.



İnşaat sektörüne yatırımlarını bilemem, ama anlaşılan o ki, her iki teknoloji devinin otomotiv sektörüne yatırımları eski ya da yeni kapitalist düzeni baştan aşağı değiştirecek tarihi bir adım gibi görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder