Geçtiğimiz günlerde görüştüğüm saygın ve kurumsal bir yatırımcının
üst düzey yöneticisinden şu sözleri işittim: “Seçeceğimiz şirketin finansal
durumu belirlediğimiz kriterlere uygunsa, en düşük fiyatı veren benim açımdan
bu işi en iyi yapacak firmadır.”
İster bir üretim, ister bir hizmet şirketinin değerini
belirleyen unsurların salt şirketin finansal durumu olmadığını hepimiz biliyoruz,
ama şirketlerin finansal raporlama sistemlerinde yer almayan, elle tutulmayan
ve adına entelektüel sermaye dediğimiz olgunun ne olduğu ve nasıl ölçülebildiği
konusunda çoğumuz yeterli bilgiye sahip değil.
Günümüzde pazar değerleri, fiziki varlıklarının çok üzerinde
olan şirketlerin bunu nasıl başardıklarını incelediğimizde, ardındaki en önemli
etmenin entelektüel sermayesi olduğunu görüyoruz.
Entelektüel sermaye ise, insan sermayesi ve yapısal sermaye
olarak ikiye ayrılıyor.
@Prezi by Haluk Doğançay, http://prezi.com/kjgq7zt0tzsw/entelektuel-sermaye/
İnsan Sermayesi
İnsan sermayesini oluşturan unsurlar, Yetkinlik, Davranış ve
Entelektüel Çeviklik olarak tanımlanıyor. Bu unsurlardan “Yetkinlik”;
çalışanların bilgisi ve iş yapma becerisi yoluyla değer yaratması olarak ifade
ediliyor. Yetkinliği oluşturan olgulardan “Bilgi”, çalışanların teknik ve
akademik birikimine dayanıyor ki bilgi sadece okul ortamında değil, iş
ortamında da öğretilebiliyor. “Beceri” ise, tamamen pratik kısma karşılık
geliyor.
Çalışanların “Davranışı”, bir organizasyondaki en hassas
bileşenlerden biri olarak görülüyor. Şirketlerin bu alandaki etkisi sınırlı.
Davranış, çoğunlukla kişilik ve karakter özelliklerine bağlı ve şirketin
kültürü ve çabası ile ancak belli oranlarda geliştirilebiliyor.
Davranışı etkileyen ana faktörler ise, Motivasyon, Tavır ve Yönetim. Stratejik amaçlara ulaşmak, hayal edilen gerçeği yaratmak, imkansızın yapılamayacağını kabul etmemek “Motivasyon” olarak tanımlanıyor. “Tavır”, çalışanların iş ortamlarındaki davranışlarını oluşturan değerler bütünü. Hevesli çalışanların dinamik bir ortam yarattıkları ve bu ortamda çalışan kişilerin ise daha üretici oldukları iş hayatının ortak kabullerinden birisi. “Yönetim” ise, çalışan tavırlarının şirketin içinde bulunduğu toplumun ahlaki değerleri açısından değerlendirilmesi olarak tanımlanıyor.
“Entelektüel Çeviklik”, günümüzde hızla değişen iş koşullarında bilgiyi değişik alanlarda kullanmak, yenilikleri ve fikirleri ürün haline getirmek olarak tanımlanıyor. Entelektüel çeviklik; yenilik ve adaptasyon sonucu şirketi daha iyi konuma getirmek için bilgiler arasında ilişkiler kurabilme, bilgiyi bir konudan diğerine transfer etme yeteneğine sahip olabilmek olarak tanımlanıyor ve Yenilik, Taklit, Uyarlama ve Paketleme yetenekleriyle birlikte ele alınıyor.
“Yenilik” mevcut bilgiyi kullanarak yeni bilgi üretme
becerisi. Bu özellik, bir şirketin gelişmesi ve büyümesi için çalışanlarında
olması gereken en önemli özelliklerden birisi. Yeniliğin aksine “Taklit” ise,
diğer alanlardaki yenilikleri anlamak, bunu kendi ürün ve ortamına uyarlamaya
çalışmak. Taklit, yenilik yapma kabiliyetini azaltan bir eylem olmasına rağmen
taklit sonucu oluşanlar, her zaman kötü olmayabiliyor. Taklit eden şirketler,
aslında taklit ettikleri şirketlerin yeniliklerini yeniden yorumlayarak kendi
gerçeklerine göre geliştiriyorlar. Bu
bağlamda, yenilik ve taklit arasındaki sınırlar çok yakın.
Şirketler, “Uyarlama” yaparak da çözüme ulaşabiliyorlar.
Değişen rekabetçi pazar koşulları, şirketleri uyarlama yapmaya zorlayabiliyor. Örneğin bir teknik danışmanlık şirketi olarak
işe başlayıp, değişen koşullarla bir inşaat şirketine dönüşebiliyorsunuz.
“Paketleme” kabiliyeti ise, bir fikri bir ürün veya hizmete
çevirebilme yeteneğine sahip olmak. Burada önemli olan, bir fikri somut,
satılabilir bir ürüne çevirebilmek ve Paketleme, gerçek bir yatırımcının
yaratıcılık ve iş duygusunun birleşimi ile bir değer yaratıyor.
Yapısal Sermaye
Genel olarak “Yapısal Sermaye” şirketin tüm veri tabanı,
organizasyon şemaları, iş el kitapları gibi şirkete değeri malzeme değerinden
daha fazla olan her şeyi kapsıyor. Kısaca yapısal sermaye, şirket çalışanları
akşam eve gittiklerinde şirkette kalan bütün entelektüel sermaye anlamına
geliyor.
Yapısal sermayeyi oluşturan 3 ana ögeden “İlişkiler”;
şirketin müşterileri, sermayedarları, tedarikçileri ve iş ortakları ile olan
ilişkilerini kapsıyor.
Veri tabanları, operasyon el kitapları, şirket kültürü,
yönetim biçimi “Organizasyonel Değerler”in kaynağı. Organizasyonel değer,
şirketin insan sermayesini bilgiye çevirerek bu bilgiyi çalışanlar arasında
paylaşmasını sağlayacak çabaların bütünü.
“İnsan Sermayesi”, bir şirketin entelektüel sermayesinin
önemli bir bileşeni, ama akşam herkes ofisten gittikten sonra geriye kalan “Yapısal
Sermaye” çok daha önemli. “İnsan Sermayesi”, çalışanların yetkinlik, davranış
ve entelektüel çevikliğine bağlı olarak bir anlam ifade etse de “Yapısal
Sermaye”, çalışanları ertesi gün ofise gelmese dahi, şirketin bilgi birikimi,
müşterileri ve tedarikçileriyle iş ilişkileri ve organizasyonel yapısıyla çok
daha fazla anlam ifade ediyor.
“Yenileme ve
Geliştirme”, finansal ve entelektüel sermayenin gelişimi ile şirketin gelecekte
değer yaratmasına olanak sağlayan bütün değerleri kapsıyor. Örneğin, planlama
aşamasında yeni bir projeye yatırım fikri, yenileme ve geliştirme değerinin bir
parçası iken, yatırım gerçekleştiğinde bu artık finansal varlık haline geliyor.
Benzer şekilde, planlama aşamasında çalışanların eğitimine yapılan yatırım,
başta bir yenileme ve geliştirme sermayesi iken, eğitimin gerçekleşmesinden
sonra finansal sermayeden insan sermayesine dönüşüyor.
Genelde hizmet alımlarında firmalardan teklif istenirken işi
kimlerle ve nasıl yapacağı konusunda bilgi isteniyor.
Son Söz
Evet, kullanılan
terminolojiyi pek sevmesem de, entelektüel sermaye kavramının içinde insan
sermayesi de yer alıyor. Her ne kadar, teklif kapsamında görevlendirilecek
kişilerin özgeçmişlerini verseniz de, onların bilgi, beceri, yetkinlik,
davranış, tavır, kültür, motivasyon, yenilikçilik vb. pek çok özelliğini
beraberinde veremiyorsunuz. Kaldı ki, o kaynaklar, bugün var, ama yarın belki
de yok, bilemiyorsunuz. Benzer mantığı finansal sermaye için de yürütürseniz,
entelektüel sermaye kavramını en iyi anlatan hususun yapısal sermaye olduğunu
düşünmekten başka çareniz kalmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder