Bir Musibet, Bin Nasihatten İyidir..
Geçtiğimiz yıl BIM ile tasarlanan
önemli bir projede arka planda Telif Hakkı’nın neden olduğuna inandığım sorunlar
yaşadık.
“Bir musibet, bin nasihatten
iyidir” diyerek, ülkemizde henüz çok yeni olan BIM kavramının olumsuz bir örnekle
zedelenmemesi amacıyla, bence sorunun kök nedeni olan “BIM’de Telif Hakkı”
sorununu bu haftaki yazımın konusu yapmak istedim.
BIM’e Genel Bakış
Bina Bilgi Modellemesi (BIM),
kuralları ve alışkanlıkları hızla değiştiren yeni bir teknoloji olarak kısa sürede
ülkemiz tasarım ve inşaat sektörünün gündemine oturdu.
Bilgisayar destekli tasarım ve çizim
(CADD), 2 boyutlu tasarım ve inşaat endüstrisinde bir yenilik ve dijital çağa
geçiş için bir aşama idi. 3 boyuta geçişle birlikte “akıllı nesne” temelli
modelleme tekniği, inşaat sektöründe bir çağı bitirip, bir başka çağ açan
radikal bir değişimin öncüsü oldu. Şimdilerde 4, 5 ve 6. Boyutlar zaman, maliyet
ve işletme boyutlarını kavramsallaştırıyor.
Son dönemde, özel sektörde yer
alan sektör paydaşlarının yanı sıra yatırımcı konumundaki kamu kuruluşlarında, bir
hareketlilik gözleniyor. Gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında hükümetler ülkelerin
BIM ile ilgili hedef, strateji ve programlarını belirledi, yasal düzenlemeleri
tamamladı. Ancak, ülkemizin gerek yasal düzenleyici kurumlarında ve gerekse
meslek örgütlerinde henüz bu yönde bir hareket görünmüyor.
Bu yazımda, sektördeki geleneksel
bakış açılarının ve alışkanlıkların BIM olgusuyla birlikte nasıl tepetaklak
olduğunu, sözleşmesel ve yasal düzenlemelerin nasıl yetersiz kaldığını örneklerle
anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle İşverenin, geleneksel bakış
açısı ve alışkanlığı ile hazırlayıp tasarımcısı ile imzaladığı sözleşmede yer
alan “Proje BIM ile hazırlanacaktır” cümlesinden başlayalım. Gerçekten, bu cümle
tasarımın “BIM uyumlu” olmasına yetecek midir? Mimar, tasarımını Revit vb. bir
yazılım kullanarak ve 3 boyutlu olarak çizerek bu sorumluluğunu yerine getirmiş
olacak mıdır? Proje Yöneticisi, bu cümleden yola çıkarak Tasarımcının sorumluluk
kapsamını ve düzeyini nasıl belirleyecek ve uygulama aşamasında süre ve maliyet
planlaması ve denetimini hangi esaslara göre yapacaktır? Taraflar bir BEM (BIM
Execution Plan) üzerinde mutabakata varmadan uygulama koşulları nasıl
belirlenecektir? Sonuçta oluşturulacak Modelin sahibi kim olacak ve Telif Hakkı
kimin ya da kimlerin olacaktır?
Demek ki, bir projede İşverenin “Ben
BIM uygulayacağım” demesi için öncelikle hizmet alacağı kuruluşla bir BIM
Uygulama Planı üzerinde anlaşması, ya da daha doğrusu, bu planın daha teklif alma
dosyasının ekinde yer alması gerekiyor. Böyle bir planla, bir İşverenin gerçekten
neyi, nasıl ve hangi düzeyde anladığını ve istediğini ortaya koyacağını düşünüyorum.
Yani uzun lafın kısası, BIM’e geçiş
sürecinin başarılı olması bana göre öncelikle İşverene bağlıdır ve BIM’in gerçek
hedefine ulaşması için, ilgili proje paydaşlarının BIM konusundaki algılarının
değişmesi, yasal düzenlemelerin hızla yapılması ve İşverenlerin bilinçlenerek öncü
rol üstlenmesi şarttır.
Sektördeki BIM Algısı
Öncelikle BIM’in farklı proje paydaşlarının farklı hedefleri
doğrultusunda farklı şekillerde algılandığı tespiti ile başlayalım. Günümüzde BIM;
-
Mimarlar tarafından, 3D tasarım ve
görselleştirme aracı olarak,
-
Yatırımcılar tarafından, algı yaratma ve
pazarlama aracı olarak,
-
İnşaatçılar tarafından, metraj-keşif çıkarma
ve süreç kontrol aracı olarak,
-
Mülk Sahipleri tarafından işletme ve bakım destek
aracı olarak,
algılanıyor ve her paydaş BIM’i kendi dar ve kısa vadeli hedefleriyle değerlendiriyor. BIM’in çok daha derin, çağını etkileyen bütünsel yapısı, şimdilik kimsenin pek dikkatini çekmiyor.
BIM Modelinin bir aysberg gibi derin yapısının temelinde,
Yapı Elemanı ve Akıllı Olması Beklenen Nesne’lere bilgi girişi yapılması ve
kodlama sistematiği yatıyor. Hangi bilginin kimler tarafından, ne zaman ve
nasıl girileceği, nerede ve ne amaçla kimler tarafından kullanılacağı gibi
sorular BIM kavramına bir anlam katıyor.
BIM ve Telif Hakkı
Konusu
Bu soruların ardından, çeşitli paydaşlar tarafından
oluşturulan modelin kim ya da kimler tarafından sahiplenileceği ve bu karmaşık
süreçte Telif Hakkının kime ya da kimlere ait olacağı sorgulanmaya başlıyor.
Modelin ve Telif Hakkının sahibi; Hizmetin bedelini ödeyen
İşveren midir? Tasarımcı mıdır? Uygulama aşamasında modeli As-Built aşamasına
getiren Yüklenici midir? İnşa edilen yapının kullanıcısı İşletmeci midir? Acaba
Model sahibi aşamalara göre değişebilir mi? Yoksa Modelin gelişimine katkı
oranında Modelin sahibi herkes midir? Tasarımın ve Modelin Telif Hakkı farklı
kavramlar mıdır?
BIM Felsefesinin
Çıkış Noktası ve Sektördeki Yeni Eğilimlerle İlişkisi
Bir projede BIM’e geçiş geleneksel bakış açıları korunduğu
sürece çok anlamlı değildir.
Geleneksel Proje Teslim Modellerinde karşılaşılan düşük İşbirliği
düzeyini artırmanın yolu İşveren ile birlikte Tasarımcı ile Yüklenicinin ortak
hedeflere bağlanmasından geçmektedir. Bu bağlamda, BIM’e geçişi anlamlı hale
getirecek en önemli değişiklik; tasarım ekibinin şeffaf bir şekilde işbirliği
yapmak üzere daha işin başında yapımcı, üretici ve ana tedarikçilerle bir araya
getirilmesi ve Bütünsel Tasarla ve İnşa Et (Integrated Design and Build) ve Bütünsel
Proje Teslim (Integrated Project Delivery) Modellerinin uygulanmasıyla sağlanacaktır.
Geleneksel Proje Teslim Modelleri söz konusu olduğunda, üretilecek
model ve belgeler konusunda Tasarımcı ile Yüklenici arasında karşılıklı güven oluşuncaya
kadar taraflar arasındaki işbirliği kısıtlı olmaktadır. Bu durumda Mimar, kendi
olanakları ile Design Intent Model / Record Drawings, Yüklenici ise Construction
Intent Model / As Built Documents hazırlamaya ve modeli kendi amaçları
doğrultusunda ve parçacıl olarak oluşturmaya yönelmektedir. Dünyada olduğu gibi
ülkemizdeki başarısız BIM girişimlerinin ardında bu yaklaşım yatmaktadır.
Yani, daha mimarlık
ve mühendislik uygulama tasarımları başlamadan olması gereken; uygulamayı
yapacak Ana Yüklenici, Ana Taşeronlar, Ana Tedarikçi ve İşletmecilerin tasarım
sürecine katılması ve bilgi ve deneyimlerini projeye katarak, modeli tek elden
ve bir seferde ortaya çıkarmasıdır.
Yüklenicilerin BIM modelini tasarımcılardan
sonra ve onlarla işbirliği yapmadan hazırlamaları
durumunda model “As Built”
olmaz, olsa olsa “As Fabricated”, As Assembled” ya da “As Manufactured” olur ve
tasarım ile uygulama arasında ciddi farklar oluşur.
Mimar BIM Modelinin
Tek Sahibi Değildir
IPD (Bütünsel Proje Teslimi) gibi yeni gelişen modellerin uygulanmadığı
geleneksel proje teslim modellerinde İşverenler tasarımcıların projenin
başından sonuna kadar katılımının bedelini ödemekte (ülkemizde İşverenlerin
Tasarımcılara Mesleki Kontrollük hizmet bedelini vermeye yanaşmadığı gibi) istekli
davranmamaktadırlar. İşveren IPD modelinde bu bedeli kabul etmektedir, çünkü bu
kendisine uygulama süreci boyunca bir tasarruf sağlamaktadır. Geleneksel Proje
Teslimi modelinde ise, Mimardan (şayet bilgi ve deneyimi varsa) uygulama ve
işletmede kullanılacak bilgileri de BIM’e girmesi istenirse, bu hizmetin
karşılığının İşveren tarafından ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde, Mimar yaptığı
bu çalışmaları diğer paydaşlara ek bir bedelle satma eğilimine girebilmektedir.
Bazı durumlarda BIM Müellifleri (Mimarlar, Mühendisler vb)
ilk modeli kendileri oluşturdukları için, binanın tüm yaşamı boyunca BIM
modelinin kontrol ve “Telif Hakkı”na sahip olacaklarını düşünmektedir. Öte
yandan, modelin parasını Müelliflerine ödedikleri için Model üzerinde kesin
kontrol ve Telif Hakkına sahip olduklarını düşünen İşveren ve Yükleniciler de
vardır.
BIM Sürecinde Telif
Hakkı
BIM’in temel ilkelerinden biri de, tüm bilginin tek bir noktada
ve BIM Modelinde (ki bu model, bazen pek çok BIM modelinin bileşiminden
oluşabilmektedir) bulunmasıdır. Ve tüm paydaşlar bu bilgiye istediği anda erişebilmekte
ve herkes ayni, güncel bilgi üzerinde çalışabilmektedir. Bu olgunun
etkilerinden birisi de ayni bilginin bir kopyasının daha bulunmamasıdır. Örneğin
Mimar, kapıları planlarken, madeni aksam tedarikçisi bunun üzerine kol, kilit
ve menteşeleri eklemektedir. Hava kanallarını Mimar modellememekte, mekanik
mühendisin hazırladığı modelden yararlanmaktadır. Yani BIM hiçbir kısıtlama
olmaksızın, tüm paydaşların bir diğerinin modelinin son versiyonuna
erişebildiği bir ortak çalışma platformudur. Ancak, kısıtlama olmaksızın erişim,
dizginlenmemiş ve kontrolsüz bir erişim anlamına da gelmemektedir. Burası,
Telif Hakkının hala korunduğu bir alandır.
Emeğin Çalınması
Artık geçmişte kalması gereken bir anlayışımız vardır:
“Benim yaptığım bir şeyi başkasına neden parasız vereyim ki?” Para, değiş-tokuş
ve telafi biçimlerinden yalnızca birisidir. Barter ise, bir diğeri. BIM
bağlamında herkes bir diğerinin yararında pay sahibidir. Örneğin, Keşif-Metraj
Mühendisinin sizin Modeliniz üzerinde doğrudan ölçüm yapması, belki sizin
bedeli ödenmeyen gereksiz bir iş yapmanıza mani olarak risklerinizi azaltmaktadır.
Hepimiz Pazar ekonomisinde iş yapıyoruz. Ürettiğimiz bir şeyin 1000 TL etmesi,
başkalarının da ayni değeri elde edeceği anlamına gelmiyor.
Fikrin Çalınması
BIM, Telif Yasaları ile korunan orijinal fikir haklarından çok
farklı bir Telif Hakkı gerektirmiyor. BIM Modelinin sahibi olmak, birilerinin
sizin tasarımınızı kopyalaması için daha kolay bir ortam sunuyor olabilir. Çünkü
BIM Modeli geleneksel CAD dosyalarından, hesap tablolarından ve çizimlerden çok
daha etkin ve yapılandırılmış bilgi sunuyor. Ancak, hırsızlık yapmak o kadar da
kolay değil. Zira BIM Modelinde bilginin düzenlenmesinde kullanılan
metodolojinin benzersizliği nedeniyle, salt çizgi ve yazılardan oluşan 2D bir
çizime oranla hırsızlığın anlaşılması ve kanıtlanması çok daha kolay oluyor.
Kontrolün Kaybolması
Bazı kimseler, yaptıkları işi “edit edilebilir-işlenebilir”
formatta (BIM veya CAD dosyası) vermekten imtina ederler, zira işin sonradan
başkaları tarafından kendi bilgi ve izinleri dışında değiştirilmesini arzu etmezler.
Word ve Excel dosyalarımızı Pdf, CAD dosyalarımızı ise Dwf formatında verme
eğiliminde olduğumuzu hatırlayın. Bir işin başkası tarafından izniniz dışında bu
şekilde değiştirilmesi bir tür sahteciliktir ve yasal değildir. Fakat burada aşırıcı
tepkisel davranışa da girmemek gerekir. Zira bir kaplumbağa gibi, başınızı
kabuğunuzdan çıkarmazsanız, yani risk almazsanız, hareket edemezsiniz.
Diğer yandan bu davranışın, teslim edilen belgelerin
tasarımın eksikliği olarak da algılanması riski vardır. Bu konuda bir diğer
düşünce de, İşveren ya da Yüklenicilerin sizin proje belgelerinizle işinizi
elinizden alabilecekleri ihtimalidir. Ancak, hem yasalar bu konuda yeterince
açıktır, hem de BIM’den elde edilen çıktılar, bir başkasının bu işi
üstlenmesine mani olacak kadar uzmanlık bilgisi ve mesleki sorumluluk
içermektedir.
BIM Telif Hakkının
Geçerli Olduğu Alanlar
Telif Hakkının BIM kapsamında geçerli olduğu alanlar, özetle
şunlardır:
1.
BIM Modeli
(bütünsel ya da birleştirilmiş modeller)
2.
BIM Model
desteği (ayrı model hazırlayıcı ya da ortak-müellif)
3.
BIM Model
bileşenleri (ekipmanlar, doğramalar, kapılar vb)
4.
BIM
Modelindeki işlenebilir çizimler (2 boyutlu CAD dosyaları vb.)
5.
BIM
Modelindeki işlenebilir tablo ve listeler (Excel dosyaları vb.)
4 ve 5. Maddeler BIM’den önce de vardı. Ancak, BIM’in Telif Hakkı ile ilgili konuları daha genişlettiği unutulmamalıdır.
Telif Hakkı ve Hukuki
Temel
Genelde Telif Hakkının hak sahibine tam bir sahiplik hakkı
verdiği zannedilir. Bu doğru değildir: Telif Hakkı bir güvencedir. Mülkiyet
hakkı değildir. Bir ürün üzerindeki Telif Hakkı, o hakkın kime ait olduğunu ve
onunla ne yapılabileceğini tanımlar. Telif Hakkı tartışmalarının çoğu da
uygulamadan çok bu haklara ilişkindir. Bu hakların neler ve kimlere ait olduğu
ve BIM ile bağlantısı konusu şöyle özetlenebilir:
Müellif Hakkı
Daha çok “Manevi Haklar” olarak tanımlanabilir. Bu haklar
pek çok ülkede Telif Hakkı yasaları ile belirlenmiştir ve bunlar BIM olduğu
için değişmez.
Kullanımına Müsaade Etme Karar Hakkı
Bir Müellif, oluşturduğu modelin ne amaçlı olduğunu ve diğer
profesyonellerin bundan ne şekilde yararlanacağını belirleme hakkına sahip
olmalıdır. Ancak, izin verilenler dışında modele erişimi de tümüyle
kapatmamalıdır. Zira hem muhtemel kullanıcıların tümü önceden tahmin edilemez,
hem de belirli bir amaç için uygun olmayan kullanım, kısıtları bilinen ve kabul
edilen bir başka kullanım için gerekli olabilir.
Bu “Hak” ile ilgili en doğru çözüm, Müellifin BIM Modelini
hangi amaçla oluşturduğunu belirten ve modelin üretim amacına uygun her türlü
bilgiyi içerdiğini teyit eden bir garanti vermesidir. Örneğin Mimar, modelinde
“malzemelerin ve yerlerinin tanımlandığı yeterli bilginin” bulunduğunu
söyleyebilir, ama modelinin “metraj ve keşif için kullanıma uygun” olduğunu
söylememelidir.
Kimlerin Kullanacağına Karar Verme Hakkı
Bir düşünceye göre, BIM Modelindeki sahiplilik hakkı, onlara
modeli istemediği kişilere vermeme hakkını da verir. Bir Müellifin bazen
yaptığı işi bazı paydaşların kullanımını engellemek için çok haklı nedenleri
olabilir, ama bu diğer proje paydaşlarının ve sonuçta projenin bütününün yararı
ile çelişiyorsa, bu tür bir veto hakkı BIM felsefesi ile örtüşmez.
Öte yandan bir başkası işinizi devraldığında, size
tebligatta bulunulmasını talep etmeniz makul kabul edilebilir. Ama siz de,
diğer taraflara işinizin kapsamı ve durumu hakkında bilgi vermelisiniz. Bu
arada çok yaygın bir konu da, Yüklenicilerin Tasarımcıların görevini
alt-yüklenici/tedarikçilere vermesidir ki, bu hiç de uygun olmayan bir
durumdur.
Kullanım İçin Bedel Talebi Hakkı
Geleneksel olarak, sadece çizimler ve yazılı belgeler
başkalarına verilir, ama onlar kendi işlerini yaparken bu belgelerden yararlanmazlar. BIM Modeli bir başkasının işine, örneğin bir
analiz yaparken ya da doğrudan metraj çıkarırken entegre edilebilir. Bazılarına
göre bu havadan gelen bir kazançtır. Oysa öyle bir durum söz konusu değildir.
Herkes, o bilgiyi bir şekilde bir diğerinden alacağını bilir ve buna güvenir.
Kimse bunun için ek bir bedel ödemeyi düşünmez.
Ancak bu, hiç bedel talep edemeyeceğiniz anlamına da
gelmemelidir, özellikle de yaptığınız iş bir başka projede kullanılıyor ya da
proje kapsamınızda olmayan bir amaçla kullanılıyorsa. Proje paydaşlarından bu
amaçla ek bedel talep etmek pek normal karşılanmaz. Şayet yapacaksanız, bunu
projenin en başında teklif görüşmeleri aşamasında netleştirmelisiniz. Yapabilirseniz,
kendinizi şanslı addedebilirsiniz.
Başka Projelerde ve Farklı Amaçlarla Kullanım Hakkı
Bir Müellif için, işinin kendisinin görev almadığı başka
projelerde ve başka amaçlarla kullanımını reddetme hakkı mazur görülmelidir.
Standart bir Telif Hakkı anlaşması bu yöndedir. Telif Hakkı devredildiği zaman,
bu hak da kaybolmaktadır. Bir BIM işinde, görev alan tüm taraflar işlerini
ekibin diğer üyelerine devretmeyi kabul etmedikçe, Telif Hakkını sizin tümüyle
devretmiş olmanızın hiçbir anlamı yoktur. Bu durumda İşverenler ve Yüklenicilerin
Modelde görev alan herkesin Telif Hakkını çeşitli sözleşme maddeleri ile
devralma çabasına girebileceklerini dikkate almalısınız.
Tüm bu baskılardan kaçınmanın en iyi yolu ise, işinize
projede ihtiyacı olan herkes tarafından erişilebileceğini göstermekten geçmektedir.
Telif Hakkı ile Ne
İstediğinize Dikkat Edin
Haklar sorumluluklar ile birlikte gelir:
-
Şayet bir
projede Müellif olma iddiasında iseniz, proje ile tüm yaşamı boyunca ilişkilendirilmiş
olursunuz.
-
BIM Modelinizin
hangi amaçla kullanılacağı hususunu İşverene kabul ettirmişseniz, Modelinizin buna
ilişkin kullanıma uygun olacağı sorumluluğunu da kabul etmiş olursunuz.
-
BIM Modelinizin
bir başkası tarafından kullanımını kabul etmiyorsanız, bunun için haklı
nedenlerinizin olması gerekir ve sizden bunun projedeki sorumluluklarınızı
zedelemeyeceğini kanıtlamanız beklenir.
-
BIM
Modelinizin kullanımı karşılığında bir “Hak” ve ek bedel talep ediyorsanız, BIM
Modelinizin bedelini aldığınız amaca uygun olması sorumluluğunu üstlendiğiniz
varsayılır. Pek çok yargı kararıyla ek bedelin kabul edilmesi, sözleşmede ne
yazarsa yazsın, işe yarayacak bir ürün sağladığınız anlamına gelir. Örneğin, Modelinizin
doğruluğu konusunda sorumluluk kabul etmeyen bir Keşif-Metraj Uzmanından modelinizi
kullanarak ölçüm yaptığı için ek bir bedel talep edemezsiniz.
Neler Yapabilirsiniz?
BIM süreçlerinin bilgiyi sadece olduğu gibi paylaşmak için değil,
özel formatlarda da paylaşmayı gerektirdiği unutulmamalıdır. Bu demektir ki,
dijital dosyalarınızı başkalarına vereceksiniz. Bunun başka bir yolu yok. Ama bu
tüm Telif Haklarınızdan vazgeçeceğiniz anlamına da gelmez. En doğru yaklaşım, talep
ettiğiniz haklarınızın projedeki bilgi akışını engelleyip engellemediğini
değerlendirmektir. Şayet engellemiyorsa, haklarınızın arkasında durabilirsiniz.
Eğer engelliyorsa, hedefinize farklı bir yoldan ulaşmaya çalışmalısınız.
Genelde, Modelin oluşumuna her katılan paydaşın Telif Hakkına
sahip olduğunu ve onların haklarının proje özelindeki gerekliliklerle sınırlı
olduğunu kabul etmeniz beklenir.
Başkalarının sözleşmeleri üzerinde sınırlı kontrolünüz
olabilir, ancak onlara verdiğiniz veriyi ustaca idare edip sorununuzu
çözebilirsiniz. Örneğin, çizim ve yazılı cetvellerle birlikte teslim ettiğiniz
BIM modeli için “fiziki paftalar ve bilgi notları”nı da vermek bir zorunluluk değildir.
Bunu hatırlayın.
Kullanıcıları Kısıtlamalarla İlgili Uyarma
Başkaları ile anlaşmalarınıza eklemek üzere standart ve
yazılı bir “Conditions of Use-Kullanım Koşulları” maddesi ekleyin.
İşlenebilir Olmayan Dosya Formatı Kullanma
Lisans sahibi olduğunuz özel yazılımınız yerine IFC
(Industry Foundation Classes), Navisworks, DWF, PDF vb. gibi her biri farklı
derecelerde BIM datasına erişebilen dosya formatları kullanın.
Bilgi Hırsızlığını Teşvik Eden Hususları Metinden Çıkartın
BIM Modelinizde sadece gerekli elemanlar ve data kalsın,
gerisini çıkartın.
İşinize Kimliğinizi Koyun
BIM nesnelerinizin üzerine sahiplilik datanızı gömün.
Örneğin Revit yazılımındaki “Conditions
of Use” sekmesi, daha modele başlangıç aşamasında ekrana gelir ve kimse bu
sekmeyi görmediğini inkar edemez. Bu bölüme “Elektronik Bilgi Muvafakat ve Onay”
uyarı metninizi yerleştirin.
Bilgi notları ve cetvelleri dahil etmeden sadece modeli “export”
edin. Dahil etmek istemediğiniz kısımları gizleyen 3D görünüşler oluşturun,
bunları paftalara yerleştirin. Browser’da sayfa üzerindeyken sağ klik kullanarak
“Yeni Dosyaya Kaydet” i seçin. Yeni bir Revit dosyası açın ve başlangıç
aşamasındaki “Conditions of Use” sayfasını ekleyin.
Sonuç
İnşaat sektöründe BIM’e geçmek, sadece kendi başınıza
alacağınız bir karar değil. Sektörde algının değişmesi, paydaşların
bilinçlenmesi, kamunun gerekli yasal düzenlemeleri yapması vb. pek çok unsurun
bir arada düşünülmesi gerekiyor. Aksi halde, “erken öten horoz” olarak ciddi kurumsal
zarar görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder