10 Ocak 2015 Cumartesi

İş Yaşamında Güven ya da Şüphe Duymak: İşte Bütün Mesele Bu!

Yıllar önce “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” adlı kitabındaki görüşleriyle yaşamıma farklı bir bakış açısı ve anlam katan Stephen M.R. COVEY’in “The Speed of Trust” adlı kitabını ancak yakın zamanda okuma fırsatı bulabildim. Tam da bir projemde paydaşların birbirlerine karşılıklı güvensizliğinden kaynaklanan sorunlarla boğuşurken..
Şunları söylüyordu S. Covey, satır aralarında: “....Güvensizlik ve şüphe, insanların içini bir kurt gibi kemirir. İş ve sosyal hayatımızı derinden etkiler. Çalışma arkadaşlarımız, iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve diğer insanlarla ilişkilerimizin kalitesini düşürür. İş yapma tarzımızı yavaşlatır, maliyetlerimizi yükseltir. İlişkilerimizi, şirketlerimizi ve kariyerlerimizi mahveder.....”
Evet, her insan gibi, her ailenin bir ferdi ve her proje ekibinin bir üyesi de kendisine güvenilmesini istiyor. Güven duygusuna yanıt veriyor. Güven, motivasyonun en güçlü şekillerinden birisi ve ilişki kurmanın, insanlarla birlikte çalışmanın ve sonuç elde etmenin en iyi yolu. Tabii, önce o kişiye sorumluluk vermeniz ve ona güvendiğinizi bilmesini sağlamanız şartıyla.
Liderlik ve yöneticilik arasındaki farkı anlatan pek çok kitap okudum. Artık, “proje yöneticiliği” kavramından çok “proje liderliği” kavramının daha çok önem kazandığını görüyoruz. Liderliğin sırrı da zaten, mevcut yeteneklerimizi ve katkımızı maksimize ederek, proje ekibimiz ve paydaşlar arasında sadece bina değil “güven” inşa etmede gizli.
Güveni Ne Oluşturuyor?
Güven, insanların kişilik özelliklerine bağlı bir şey değil. Güveni oluşturan, şu 2 unsurun bir fonksiyonu: Karakter ve Beceri.
  • Karakter; dürüstlüğü, güdüyü ve niyeti içerirken,
  • Beceri; yetenekleri, nitelikleri, sonuçları ve performansı içeriyor.
Örneğin, bir insanın samimi ve dürüst olduğunu düşünüyorsunuz. Ama belirli bir durumla ilgili sonuçları görmedikçe, o insana tam olarak güvenemiyorsunuz. Ya da bazı insanlar, çok nitelikli ve yetenekli olabiliyor, ama dürüst değiller. Onlara da güvenemiyorsunuz. Kısacası, insanlar insanlara ancak olaylar ve eylemler üzerinden güven duyuyorlar.
Güven Nasıl Kazanılıyor?
S. Covey, The Speed of Trust adlı kitabında güveni oluşturan 5 ana unsuru şöyle tanımlıyor:
Özgüven
Özgüveninizi; başkalarına güven ilham etme yeteneğinizin yanı sıra, önünüze koyduğunuz amaçları başarabilme, amaçlarınıza sadakat ve sözünüzü tutma yeteneğinize güvenmenizle kazanıyorsunuz. Özgüven inşa etmenin, 4 temel unsurundan ilk ikisi karakter ve diğer ikisi yetenekle ilişkili.
  1. Dürüstlük/Tutarlılık/Uyum/Tevazu/Cesaret/İnanç/Değerler
  2. Niyet İfade/Karşılıklı Fayda/Niyeti Paylaşma
  3. Yetenekler/Sürekli Gelişim/Güçlü Yanlara Odaklanma
  4. Sonuçlar/İzlenen Yol/Performans/Sonuca Odaklanma/Güçlü Son
İlişki Güveni
İlişki güveni; kendinizle ve ekip üyelerinizle güveni oluşturmak ve artırmak, ilişkilerinizi geliştirmek, daha iyi sonuçlar elde etmek için herkesle yüksek düzeyde bir güven ile sonuçlanacak “tutarlı, istikrarlı davranış” ortaya koyarak kazanılıyor. Burada davranışınız, söylediğinizden çok daha önemli. Size olan güveni artırmak için, karakter ve yetenek özelliklerinizin bir karışımından oluşan şu davranışlarınızı geliştirmeye özen göstermenizi tavsiye ediyor S. Covey:
  1. Doğrudan konuşun ve davranın: Lafı dolaştırmayın. Açık olun. Bilgiyi saklamayın. İkili konuşmayın. Poz yapmayın. Hava atmayın. Yağcılık yapmayın.
  2. Saygı gösterin: Tüm bireylerin değerini takdir edin. Bunu onlara gösterin. Kibar davranın.
  3. Şeffaflık yaratın: Açık olun. İnsanlar sizin kendilerinden bir şeyler saklamadığınızı görsün.
  4. Yanlışlarınızı düzeltin: Yanlışlarınızı, örneğin sadece müşterinizin tatmin olması için değil, şirketinize daha fazla bağlanmasını sağlayacak şekilde düzeltin.
  5. Sadakat gösterin: Tutarlılık, bağlılık, minnettarlık ve takdir çok önemli. Güveninizi inşa etmek için: İnsanlara kredi verin ve yüzlerine konuşurmuş gibi konuşun. Ortamda bulunmayanların sözcüsü olun.
  6. Sonuçları paylaşın: Bunun sınırlarını iyi belirleyin. Kimseye yerine getiremeyeceğiniz sözler vermeyin.
  7. Kendinizi geliştirin: Sürekli gelişin. Öğrenin. Evrilin. Değişin. Hatalarınızdan öğrenin.
  8. Gerçeklerle yüzleşin: Zorluklarla doğrudan uğraşın. Onlarla başa çıkın.
  9. Beklentileri açıklığa kavuşturun: Ortak bir vizyon yaratın ve amaç ve sonuçların nasıl ölçüleceğine ilişkin anlaşma sağlayın.
  10. Sorumluluk alın. Paylaşın: Başkalarını kusurlu ve suçlu bulmayın. Ama diğer ekip üyelerinin de eylem ve davranışları nedeniyle sorumluluğu paylaşmasını sağlayın.
  11. Önce dinleyin: Hem kulaklarınız, hem gözleriniz ve hem de kalbinizle dinleyin. Çok erken tavsiyede bulunmaya kalkmayın.
  12. Sözünüzü tutun: Vereceğiniz sözleri dikkatli seçin. Ne pahasına olursa olsun bunları yerine getirin.
  13. Güven alanınızı genişletin: Başkalarına olan güven alanını genişletin. Karşılıklılık ilkesiyle, insanları yetkilendirin. Onlara güvenin ve kendilerini ilgili ve güçlü hissetmelerini sağlayın.
Kurumsal Güven
  • Buradaki temel ilke; liderin geliştirdiği güven duygusunun projenin yönetimine ve işveren kuruma duyulan güven duygusu ile ayni doğrultuya getirilmesi. Aksi durum; kurumunuzda aşırı istihdam, bürokrasi, politika, ilgisizlik, aşırı personel sirkülasyonu, kargaşa ve sahtekarlığa yol açabiliyor.
  • Kurumsal güvenin oluşmasıyla; katma değer artıyor, büyüme hızlanıyor, inovasyon güçleniyor, işbirliği ilerliyor, ortaklıklar gelişiyor, yönetim iyileşiyor ve projeye ve kuruma sadakat yükseliyor.
Pazarın Güveni
  • Buradaki temel ilke; pazardaki itibarınız ve şöhretiniz. Bu sizin, müşterilerin, yatırımcıların ve diğer paydaşların pazardaki konumunuza güvenini yansıtan proje/şirket markanız. Evet, günümüzde artık her proje bir marka ve “marka geliştiren proje yöneticiliği/liderliği” daha çok kabul görüyor. Markalar, müşteri davranışını ve sadakatini güçlü biçimde etkiliyor.
  • Marka ve şöhret, her düzeyde önemli olmakla birlikte, ilişki güveni sağlanarak pazarın güveni inşa edilebiliyor.
Toplumun Güveni
  • Buradaki temel ilke; kendiniz ve kurumunuzdan sonra, içinde yaşadığınız toplum için bir değer yaratmanızla ilgili.
  • Yaşadığımız topluma katkı sağlayarak, bir anlamda ondan aldıklarımızı geri vererek, yaşadığımız toplumdaki güven eksikliğini gidermeye, güven inşa etmeye, diğerlerini de değer yaratmaya ve katkıda bulunmaya teşvik etmemiz, bir tür global yurttaş gibi davranmamız bekleniyor.
  • Hepimizin artık tek bir dünyanın insanları olarak birbirimize bağlı olduğumuz gerçeği ile tüm eylemlerimizin diğerlerini de etkilediğini ve çevre ve başkalarının refahından da sorumlu olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor.
  • Günümüzde giderek daha fazla sektör, kurumsal ve sosyal sorumluluk ve global yurttaşlık ilkeleri uyarınca yaşadığımız topluma katkıda bulunmamızı söylüyor.
Kıssadan Hisse
Önce kendimiz, sonra kurumumuz ve sonra da içinde yaşadığımız toplumla ilgili güven unsurunu geliştirmek, güçlendirmek, etki alanımıza yaymak hayati öneme sahip. Güvensizlik ve şüphenin sadece kendimizi değil, iş ve sosyal yaşamımızı da etkilediği, ailemiz, çalışma arkadaşlarımız, iş ortaklarımız, müşterilerimiz ve diğer insanlarla ilişkilerimizin kalitesini düşürdüğü, iş yapma tarzımızı yavaşlattığı, maliyetlerimizi yükselttiği, ilişkilerimizi, şirketlerimizi ve kariyerlerimizi mahvettiği ortada. Güven duymak ya da şüphe duymak: İşte, aile, iş ve sosyal yaşamımızda başarı ile başarısızlık arasındaki farkı yaratan ince çizgi buradan geçiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder